Fıtır sadakası,

 

Ramazan’ın sona ermesi sebebiyle verilen bir zekâttır. Hicretin ikinci yılında, orucun farz kılındığı yıl, farz kılınmıştır. Diğer zekât türlerinden farkı, mallardan değil, bizzat kişilerden alınmasıdır. Bu nedenle, diğer zekât türlerinde aranan nisap (asgari miktar), bir yılın geçmesi gibi şartlar fıtır sadakası için gerekli değildir.

Fıtır Sadakasını Kimler Verir

Fıtır sadakası, temel ihtiyaçları dışında, bu miktarı fazladan bulunduran  küçük-büyük, erkek-kadın, hür-köle her Müslüman için verilmelidir. Ancak, anne karnındaki bebek için verilmesi zorunlu değildir, fakat Osman (radıyallahu anh)’ın uygulamasına dayanarak müstehap kabul edilmiştir.

Kişi, fıtır sadakasını kendisi için vermekle yükümlüdür. Ayrıca, geçiminden sorumlu olduğu eşi veya yakın akrabaları için de vermesi gerekmektedir.

Fıtır Sadakasının Verileceği Kişiler

Fıtır sadakası fakirlere ve yoksullara verilir. İbn Abbas (radıyallahu anhuma) şöyle demiştir:
“Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem), fıtır sadakasını oruç tutan kimseyi boş ve kötü sözlerden arındırmak ve fakirlerin ihtiyacını gidermek için farz kıldı. Kim onu bayram namazından önce verirse, bu kabul edilen bir zekâttır. Kim namazdan sonra verirse, bu sadece bir sadaka olur.”
(Abu Davud rivayet etmiş.)

Fıtır Sadakasının Verilme Zamanı

Yukarıda geçen hadisten anlaşılacağı üzere fıtır sadakasının bayram namazından önce verilmesi farzdır. Bayram namazından sonraya bırakılması caiz değildir. Ancak, bayramdan bir veya iki gün önce verilmesinde sakınca yoktur. Nitekim sahabe de fıtır sadakasını bayramdan bir veya iki gün önce verirdi.

Fıtır Sadakasının Miktarı 
Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem), fıtır sadakasını Müslümanlar üzerine bir sâ’ (Peygamberimizin zamanında bir ölçü birimi) hurma veya bir sâ’ arpa olarak farz kılmıştır ve bu sadakanın, insanların bayram namazına çıkmadan önce verilmesini emretmiştir.

Buhârî ve Müslim’de geçen şu iki sahih hadis bunun delillerindendir; 
Ebû Saîd el-Hudrî (radıyallahu anh) şöyle demiştir:
“Biz, Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) zamanında fıtır sadakasını bir sâ’ yiyecek, bir sâ’ hurma, bir sâ’ arpa veya bir sâ’ kuru üzüm olarak verirdik.”

Abdullah b. Ömer (radıyallahu anhuma) şöyle demiştir: 
“Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem), fıtır sadakasını -ya da Ramazan (sadakası) dedi- erkek kadın, hür köle herkes için, hurmadan bir sa’, arpadan bir sa’ olarak farz kılmıştı.”

İlk hadiste geçen “yiyecek” kelimesi, her bölgenin temel gıda maddesini ifade eder. Yani bu, buğday, pirinç, bulgur, mercimek veya başka bir temel gıda maddesi olabilir.

Hadislerden anlaşıldığı üzere Resûlullah’ın (sallallahu aleyhi ve sellem) fıtır sadakasında her gıda türü için belirlediği ölçü bir sâ’dır. Bu da, avuçları normal şekilde doldurarak dört avuç miktarına eşittir. Rasulullah’ın (sallallahu aleyhi ve sellem) kullandığı ölçü birimi budur.
Ancak bu miktarın ağırlık olarak verilmesinde bir sakınca yoktur. Ki bu da 2.1 kilogram (2100 gram) ile yaklaşık 3 kilograma tekabül etmektedir. Bu farklılık, fıtır sadakasının belirlenmesinde kullanılan “sâ’” ölçüsünün hacim birimi olup ağırlık birimi olmamasından kaynaklanmaktadır. Zira tahıl ürünlerinin bazıları hafif, bazıları ağır olabilir. Bu nedenle, kişinin ihtiyatlı davranıp hafif tahıllarda fazla vermesi daha güvenli ve daha faziletli olur.

Buna göre fıtır sadakasının pirinç ve bulgur gibi tahıllardan 2.1 kilogram ile 2.5 kilogram olarak verilirken hurma gibi gıdalardan 3 kilogram olarak verilmesi uygundur.

Fıtır sadakasının para olarak verilmesi caiz değildir. Delillere bakıldığında gıda olarak verilmesi gereklidir. Çünkü Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) ve sahabeleri de bunu bu şekilde yapmışlardır.

Kapatmak için ESC tuşuna basın.